Anne karnında gebeliğin altıncı ayına kadar deliksiz bir zar şeklinde olan kızlık zarı, sonrasında açılarak ve açıklığı gittikçe büyüyerek ergenlik döneminden itibaren penisin girişine uygun duruma gelir. Nadiren gebelik dönemindeki deliksiz zar halini koruyarak cerrahi girişimi gerektiren ve adet kanının dışarı çıkışını engelleyen hymen imperforatus ( deliksiz kızlık zarı) durumu ortaya çıkabilir.
Kızlık zarı vajinanın hemen girişinde, yaklaşık 1-1.5 cm içeride ve vajinal açıklığı çevreleyecek konumda yer alır. Kızlık zarının ortasındaki açıklık vajinal salgıların ve adet kanının dışarı çıkışını sağlar. Biyolojik açıdan vajinayı enfeksiyonlara karşı koruma işlevi olduğu da düşünülmektedir.
Yüzyıllardan beri kızlık zarı bakireliğin sembolü olarak görülmekte, kadın cinsel yaşamını denetlemenin bir unsuru ve baskı aracı olarak süregelmektedir. İşin ilginç yanı, antik çağlardan günümüze değin bakireliğin kızlık zarının kanaması ya da muayenesi ile değerlendirilebileceği düşüncesinin yanlış olmasıdır.
Bakirelik tıbbi bir tanım değil, kültür, gelenek, din veya ahlak gibi çeşitli etkenlerle belirlenen sosyal bir tanımdır. Kızlık zarı olarak anılan doku ergenlik döneminden sonra herhangi bir cinsel etkinliğin göstergesi olarak kullanılamaz. Sosyal normların veya inançların erişkin kadınlarda kızlık zarı ile bakireliği ilişkilendirmesinin bilimsel bir dayanağı yoktur. Yani kızlık zarı muayenesi ile bakirelik değerlendirilemez. Çünkü ergenlik dönemi ve sonrasında östrojen hormonunun etkisi ile kızlık zarının esnekliği artarken, bedensel gelişimin olmasıyla da açıklığı artar, genişler. İlk gece kızlık zarının kanayacağı, yırtılacağı ve patlayacağı düşüncesi gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. Doğuştan kızlık zarı anomalisi yoksa, korkulardan ve kaygılardan uzak, ruhun ve bedenin okşandığı, sevgi, dokunma, öpüşme ve zevk almanın gerçekleştiği sevişmenin ardından girilen cinsel ilişkide, ne ilk gecede ne de sonraki gecelerde KIZLIK ZARI YIRTILMAZ, KANAMAZ, PATLAMAZ, yalnızca ESNER, ağrı ve acı da yoktur. Akla hemen şu soru gelebilir; yıllardır ilk gece ilişki sonrası olan kanamaları, kanlı çarşafları ve hatta hastaneye yatırılmak durumunda kalan kadınların varlığını nasıl açıklayacağız? Büyüme sürecinde, çocukluktan başlayarak erişkinliğe uzanan yolda en temel cinsel bilgilerden yoksun bırakılan, cinselliği bastırılan, yok sayılan ve cinsel mitlerle tehdit edilen kadın; ilk gece korkusu ile gevşeyememekte, rahatlayamamakta, kendini kasmakta ve kimi zaman erkeğin aceleci, telaşlı yaklaşımı ile ilişkiye girmekte zorlanmaktadır. Doğal olmayan böyle bir ortam ya kanama ya da vajinismus ile sonlanmaktadır.
Kızlık zarı çocuklarda ve erken ergenlik döneminde cinsel saldırı ve istismar için önemli göstergelerden biri olsa da beden gelişimi tamamlandıktan sonra bu işlevini yitirmektedir.
Bisiklet kullanmak, ip atlamak, kaşınmak, genital bölgeye sürtünme ya da mastürbasyon yapmak gibi eylemler, vajinaya herhangi bir cisim girmedikten sonra kızlık zarının bütünlüğünü etkilemez.